Futbolizm, catenaccio ve türevlerinden nefret eden, eskiden "güzel futbol" hastası olan, şimdilerde futboldan pek de hazzetmeyen bir adamın haber, yorum, tartışma, gezinti ve arşiv amacıyla açtığı bir blogdur... Bu futbol blogu keyfekeder ama sık güncellenir. Sosyal mesaj vermez ve fakat indiragandi-inzaghi ikilisini forvette tek geçer
Futbolizm kısa zamanda bir hayli yol katetti. Aslında mütevazi çabalarımızla bunu başardık demeyi çok isterdik ancak, afedersiniz milletin orasında burasında pireler uçuşurken, biz "blogun orasını şöyle mi yapsak burasını böyle mi yapsak"derdinde olduğumuz için bu yol katedildi. Bu açıdan katedilen mesafe bizim için önemli.
Öte yandan hiç bilmediğimiz bir aleme de kapı açtı bu blog. Yok HTML, yok template, javascript tırı vırıları arasında bir dünya malzememiz oldu elimizde. Ha desem blogger'ı alırım dersem yalan olur ama kapışırım dersem atmış olurum lakin... Bu mesele de uzar gider.
Velhasıl-ı kelam, gelinen noktaya baktığımızda (haritadaki noktaların büyüklükleri etkiliyor bizi haliyle) kitleler google aramaları üzerinden akın akın geliyor bu bloga fakat yukarıya koyduğumuz favorilerine ekle butonunu tıklayan yok. RSS desen mehter takımı gibi bir gidip bir geliyor. Sayın okurlar şikayetçiyiz bizi de anlayın lütfen...
Sadık olun bir kere... Google Analytics'den bakıyoruz "Loyality" değerleri sürünüyor kardeşim. İnsanda biraz ahte vefa olur. Sayfanın diğer öğeleri de yeni gelenlerin dikkatini çeksin diye ana sayfayı pavyona çevirdik, kimsenin gıkı çıkmamış. Yani başarımızla övünelim diye başladığımız yazı bile şikayetnameye döndü.
Aln kardeşim resme bakın durun. Şaşı bakınca arkadan Bergkamp'ın el salladığı gelen rivayetler arasında. Hastası varsa duyurulur.
Bu vesileyle Amerika'nın batısı, Japonya'nın doğusundaki o dandirik ada benzeri lokasyondan bu bloga giren arkadaş memlekete dönerse Boğaz'da rakı-balık benden... Öte yandan Singapur ve bilimum türevlerine ortama giden ve fekat memleketin futbol ortamından kopamayan arkadaşların gayretini de takdir ettiğimizi söylemeden geçemeyeceğiz. Onca iş güç arasında bir de internette futbol haberi takibi gerçekten zor.
Kısa bir şiirle bu ilginç fekat bir o kadar da değerli yazımı bir akrostiş denemesiyle bağlamak isterim (Malum bu sıralarda taraftar fanzinlerinde akrostiş pek makbul. Onlar kadar duygusal olmasa da aha da benimkisi)
Futbol Mania benim lakabım
Uzaklarda aramam çünkü sen ellerin oldun
Taa Atlas Okyanusu'ndan
Baltık denizine değin
Orada burada kim varsa
Lüleburgazspor'u tutsun
İstanbul takımlarıyla nereye kadar
Zambiya İdman Yurdu'nu tutmayan kendi takımlarını tutsun
Fotbol oyununda!!! bilhassa kanat oyuncularının çizgiye kadar inerek ceza sahasına doğru yaptıkları falsolu ortalara alemde verilen isimdir.
Bu konuda fenomen olmuş isimler vardır. Beşiktaşlı Rıza Çalımbay'ın tam sürat giderken topu durdurup, yeniden gerilerek yaptığı muz ortalar dönemi için ileri bir modeli ifade etse de takipçisi olmadığı için bir gelenek haline gelememiştir.
Bir de Fenerbahçe'de sol bek oynamaya başladığı andan itibaren Ümit Özat'ın ayak dışıyla yaptığı muz ortalar vardır ki bunun da Almanya'da -Köln dolaylarında- ders olarak okutulduğu söylenir. (Ya da Ümit Özat'ın yalancısıyız !..)
Geometrik olarak ayak içiyle yapılan muz ortalarda çizgiye inilerek yapılan şekil, topun dışarıya çıkmasına tekabül edeceğinden, tam anlamıyla 0'a (Sıfır) inilmesi tavsiye edilmez.
Muz orta Maharet ister, hüner ister... Bu stille bademciğe top atabilenler zaten Türkiye'de top oynamaz