Futbolizm, catenaccio ve türevlerinden nefret eden, eskiden "güzel futbol" hastası olan, şimdilerde futboldan pek de hazzetmeyen bir adamın haber, yorum, tartışma, gezinti ve arşiv amacıyla açtığı bir blogdur... Bu futbol blogu keyfekeder ama sık güncellenir. Sosyal mesaj vermez ve fakat indiragandi-inzaghi ikilisini forvette tek geçer
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın yabancı sayısı konusunda kararını açıklamayan Futbol Federasyonu'na tepkisi sürüyor. Eskiden hayalden ibaret olan isimlerin bugün Türkiye'ye transfer olmasında Fenerbahçe'nin önderlik ettiğini söyleyen Yıldırım, TFF'nin Türk futbolunun Avrupa standartlarına kavuşmasında geri kaldığını savundu.
Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe dergisinin Temmuz sayısındaki yazısı şöyle: Önümüzdeki günlerde Fenerbahçe Profesyonel Futbol takımı Samandıra Kamp Merkezi'nde toplanarak yeni sezon hazırlıklarına başlayacaktır. Avusturya'da geçirilecek kamp döneminden hemen sonra her yıl olduğu gibi çeşitli kulvarlarda futbol takımımızın mücadelesine şahit olacağız.
"EFSANE TRANSFERLERDE ÖNDER OLDUK"
Bu yıl hepimizi heyecanlandıran Roberto Carlos transferinin, özellikle Türkiye'nin tanıtımına yaptığı katkıyı görmezden gelemeyiz. Böylesine büyük oyuncular artık Türkiye'ye sadece para için değil, severek isteyerek geldiği müddetçe her zaman söylediğimiz gibi Türk futbolu bundan önemli yararlar sağlayacaktır. Yıllar önce hepimiz için sadece hayalden ibaret olan efsane isimlerin Türk takımlarına transferinin bugün son derece rahat bir şekilde gerçekleşiyor olması ve buna da Fenerbahçe Spor Kulübü'nün önderlik görevi yapması camiamız için gurur vericidir.
"NİCE YILDIZI ALACAK GÜÇTEYİZ"
6-7 yıl önce umutsuz, kırgın bir Fenerbahçe taraftar profilinin bugüne kadar bütün bu gelişmeleri birebir takip ederek, bağlı bulunduğu renklere katkıda bulunarak, dipten zirveye yaptığı yolculukta verdiği önemli destekle Fenerbahçe artık, sadece Roberto Carlos'ların değil, daha nice dünya oyuncusuna kadrosunda yer verecek hale ve güce ulaşmıştır. Hem de sportif başarı adına geleceğini hiçbir şekilde ipotek ettirmeden, kendi yağıyla kavrularak bunu başarmıştır.
"YABANCI KONUSUNDA ANLAMSIZ DİRENÇ GÖSTERİLİYOR"
Burada tartışılması gereken tek şey; Fenerbahçe Spor Kulübü olarak biz bütün bunları yaparken, futbolun içindeki kurumların Türk futbolunun Avrupa standartlarına taşınmaması yolunda gösterdiği anlamsız dirençtir. Türkiye'de sezon hazırlıklarına başlayan birçok spor kulübünün topbaşı yapacağı günlere kadar yabancı oyuncu kontenjanı ile ilgili kararların federasyon tarafından açıklanmaması düşündürücüdür. Avrupa'da birçok kulübün lejyonerlerle başarıya ulaştığını, İngiliz devi Chelsea'nın 19 yabancıyı kadrosunda bulundurmasını hala yorumlayamamış olmak Türk futbolu için büyük bir kayıptır.
"TFF, AVRUPA STANDARTLARINDAN YOKSUN ÇALIŞIYOR"
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün özellikle son yıllarda yarattığı sinerji, ekonomik büyüme ve atılımlarla dünya kulüplerinin ilgi odağı olması hepimiz için ayrı bir gurur kaynağı olurken, Türk Futbol Federasyonu'nun Avrupa standartlarından ve işleyişinden yoksun çalışmasının sonuçlarına katlanmak, bundan hem mali hem de manevi olarak zarar görmek, Fenerbahçe Spor Kulübü ile diğer kulüplerin kaderi olmamalıdır.
"AVRUPA'DA YENİ BAŞARILAR"
Türk futbolunu dünya vizyonundan eksik bir düşünce ile kontrol etmeye çalışma gayretlerine rağmen, Fenerbahçe Spor Kulübü bu sezonda da Şampiyonlar Ligi'nin takımları arasında kendini gösterecektir. Her geçen yıl üzerine konulacak yeni başarılarla kulübümüz yoluna devam edecektir.
Sevgili Fenerbahçeliler, Bundan sonraki süreçte daha güzel günleri birlikte yaşayacağız. Yeter ki yolumuzun üzerindeki gölgelerin aşılmasında en büyük desteğimiz taraftarımız yanımızda bulunsun. Birlikte olduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir engel olmayacak
Fotbol oyununda!!! bilhassa kanat oyuncularının çizgiye kadar inerek ceza sahasına doğru yaptıkları falsolu ortalara alemde verilen isimdir.
Bu konuda fenomen olmuş isimler vardır. Beşiktaşlı Rıza Çalımbay'ın tam sürat giderken topu durdurup, yeniden gerilerek yaptığı muz ortalar dönemi için ileri bir modeli ifade etse de takipçisi olmadığı için bir gelenek haline gelememiştir.
Bir de Fenerbahçe'de sol bek oynamaya başladığı andan itibaren Ümit Özat'ın ayak dışıyla yaptığı muz ortalar vardır ki bunun da Almanya'da -Köln dolaylarında- ders olarak okutulduğu söylenir. (Ya da Ümit Özat'ın yalancısıyız !..)
Geometrik olarak ayak içiyle yapılan muz ortalarda çizgiye inilerek yapılan şekil, topun dışarıya çıkmasına tekabül edeceğinden, tam anlamıyla 0'a (Sıfır) inilmesi tavsiye edilmez.
Muz orta Maharet ister, hüner ister... Bu stille bademciğe top atabilenler zaten Türkiye'de top oynamaz